Latince adı ‘Taraxacum officinale’ olan Karahindiba papatyagiller familyasındandır. Tüm Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya olmak üzere dünyanın hemen her yerinde yetişir. Ülkemizde en çok Ege ve Marmara bölgesinde yetişmesine rağmen Anadolu’da da sık sık rastlamak mümkün. Nisan ve Mayıs aylarında bütün tarla kıyılarında, çayırlık alanlarda yetişebilen çokyıllık otsu bir bitkidir. Bazı yörelerde güneyik, çıtlık, arslandişi, radika isimleriyle de bilinir.
İlkbahardan sonbahara kadar çayırları altın sarısı gibi kaplayan rozet halinde göz kamaştırıcı güzellikte çiçekler açar. Daha sonra bu çiçek kömeçleri enteresan biçimde karahindibanın tohumlarını taşıyan beyaz toplara dönüşürler. Bu topçuklar en hafif rüzgârda bile uçuşup çevreye yayılırlar. Bitki böylece etrafa yayılan tohumlarıyla çoğalır.
Türkler on birinci yüzyılda İbni Sina’nın sayesinde karahindibayı keşfetmişlerdir. Batıya yayılımı da Türklerin sayesinde olmuştur. İngiliz folklorunda karahindiba aşkın habercisidir. Genç kızlar çiçeğin tohumlarını yere serperler ve kaç yıl sonra evleneceklerini öğrenmek isterlermiş.
Kendine has acımtırak bir tadı olduğundan zeytinyağı, zeytin, yumurta, yoğurt gibi tatlarla karıştırılarak enfes salatalar yapılabilir. Ege mutfağının meşhur zeytinyağlı yemekleri arasında zeytinyağlı karahindiba yemeği de önemli bir yer tutar. Kurutulan kökü birçok ülkede öğütülüp acı hindiba kahvesi olarak içilir.
Karahindiba bitkisinden; karahindiba çayı, karahindiba yağı, karahindiba tentürü, karahindiba şurubu ve ekstraktı üretilir.
[1]Bitkilerle Modern Tedavi_Dr.Ahmet Toptaş (s100)
[2] www.milliyet.com.tr/karahindiba-cayi-kanseri-yendi-alternatiftip-1504321/