Latince adı ‘Urtica’ yakmak anlamına gelen Isırgan otu, ısırgangiller familyasındandır. Anavatanı Akdeniz’dir. Ilıman iklimleri sever. Ülkemizin hemen hemen her bölgesinde rahatlıkla yetişir. Haziran ayından Eylül ayına kadar çiçek açan otsu bir bitkidir.
Isırgan otunun en belirgin özelliklerinden biri yaprakları üzerindeki ince tüylerin ciltle temas ettiği anda cildi tahriş etmesidir. Bu yüzden çıplak elle yapraklara dokunulması önerilmez. Buna rağmen Isırgan otu sağlığa faydaları yüzünden yüzyıllardır çeşitli halk ve kültürler arasında hatırı sayılır bir popülerlik kazanmıştır. Ayrıca ısırgan otundan lezzetli yemekler pişirmekte mümkündür. Ege mutfağında önemli bir yeri olan, yoğurtlu ısırgan otu salatası hazırlanır. Bazı kültürlerde tıpkı ıspanaklı börek gibi ısırgan otlu börek pişirilir. Ispanağa benzeyen yaprakları, zeytinyağlı yeni lezzetler elde etmek için mükemmeldir.
Isırgan otunun tarihte ilk kez ne zaman kullandığıyla ilgili net bir bilgi yoktur. Vikingler, ısırgan otu sapları taşımanın insana güç, cesaret ve direnç kazandırdığına inanırmış. M.Ö 1. Yüzyılda yaşayan Latin Şair Ovidius “Ars Amatoria” isimli eserinde ısırgan otunun faydalarından bahsetmiştir.
Isırgan otu bitkisinden; ısırgan çayı, ısırgan yağı, ısırgan ekstraktı, ısırgan şampuanı, sabunu ve kremi üretilir.
[1] Bitkiler İle Tedavi_Prof.Dr.Turhan BAYTOK (s231)