Latince adı ‘Tilia Cordata’ olan Ihlamur, ıhlamurgiller familyasındandır. Anavatanı Kuzey Yarımküre’dir. Ülkemizde hemen hemen her bölgede rahatlıkla yetişir. Ihlamur ağacının çok sayıda türü bulunur. Yürek şeklini andıran yapraklarının kenarları dişli ve uzun saplıdır. Haziran ve Temmuz aylarında sarımsı renkte ve karakteristik kokuya sahip çiçekler açar. Kışın yapraklarını döken uzun ömürlü bir bitkidir.
Herodot bazı uygarlıkların ıhlamur ağacını dini törenlerde kullandıklarını yazmaktadır. Yunan mitolojisinde tanrılara onu ölümsüzleştirmesi için yalvaran Philyra’nın bu isteğinin karşılığı olarak uzun ömürlü ıhlamur ağacına dönüştürüldüğüne inanılır. Eski Germenler ve Slavlar için ıhlamur ağacı kutsal bir ağaçtır. Çocuğu dünyaya gelen herkes kader kısmet ağacı olarak mutlaka ıhlamur dikerdi. Almanlar ıhlamur ağacına masallarında, hikayelerinde ve mitlerinde geniş yer vermiştir. Orta Avrupa’da birçok köyün merkezinde ıhlamur ağacı vardır. Bu ıhlamur ağaçları buluşma noktası olarak kullanılırdı. Haberleşmenin, alışverişin merkeziydi. Gelinlik çağdaki kızlar kendilerini ıhlamur ağacının orada gösterirlerdi. Dans festivalleri mutlaka ıhlamur ağacının altında düzenlenirdi. Köy mahkemeleri bu ağacın altında kurulduğu için mahkeme ıhlamuru veya mahkeme ağacı isimleriyle de anılmıştır.
Ihlamur çiçeği bitkisinden; ıhlamur çiçeği çayı, ıhlamur çiçeği yağı, ıhlamur çiçeği tentürü, ıhlamur çiçeği macunu, ıhlamur çiçeği kremi, ıhlamur çiçeği sabunu, ıhlamur çiçeği şampuanı, ıhlamur çiçeği sirkesi ve tütsüsü üretilir.
[1] Türkiye’de Bitkiler İle Tedavi_Prof.Dr.Turhan Baytop_(s230-231)
31)